|
| İç Çalkantılar ve İsyanlar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
єѕαяєт Müşir
Cinsiyet : Burç : Mesaj Sayısı : 302 Doğum tarihi : 04/02/96 Kayıt tarihi : 12/10/10 Yaş : 28 Nerden : ιѕтαηвυℓ Meslek : Öğrenci Ruh Hali :
| Konu: İç Çalkantılar ve İsyanlar C.tesi Ekim 16, 2010 7:13 pm | |
| İÇ ÇALKANTILAR VE İSYANLAR
İsyanların Nedenleri ve Özellikleri
17.yüzyıla girildiğinde Osmanlı Devleti en geniş sınırlara ulaşmıştı. Buna karşın ortaya çıkan siyasal ve ekonomik sorunlar, devleti güç durumda bırakmaya başladı. Osmanlı Devleti doğuda İran; batıda Lehistan, Venedik, Avusturya; ku-zeyde Rusya ile sürekli mücadele içindeydi. Ayrıca coğrafî keşiflerin olumsuz etkileri, iç isyanlar, İran savaşları, Avusturya ve Lehistan seferleri, Girit savaşla-rı, saray kadınlarının devlet işlerine karışmaları, devlet giderlerinin artmasına karşılık gelirlerin azalması Osmanlı Devleti'-ni ekonomik yönden büyük güçlükler içine sokmuştu.
İsyanların başlıca nedenleri :
1)Savaşların uzun sürmesi, Anadolu'daki beylerbeyi, sancakbeyi ve tımarlı sipahilerin savaşta bulunmaları sonucu merkez ve taşra yönetiminin bozulması, 2)17. yüzyılda göreve gelen bazı padişahların ve devlet adamlarının yeteneksiz ve güçsüz olmaları, 3)Devlet memurlarının göreve getirilmelerinde rüşvet ve iltimasın rol oynaması ve yetersiz kimselere görev verilmesi, 4)Devletin temel yapısını oluşturan toprak yönetiminin ve askerî teşkilâtın bozulması, 5)Tımarlı sipahilerin ihmal edilmesi, yeniçerilerin ve süvarilerin disiplinsizliği, haksızlıkların önlenememesi, tüm bunların da halkın devlete olan güvenini zedelemesi, 6)Tımar sisteminin bozulması ve buna bağlı olarak tarım ve hayvancılığın gerilemesi, savaşların getirdiği sıkıntılar, halktan ve tüccardan yeni vergiler alınmasıyla huzursuzluğun artması ve birçok insanın tarımdan elini çekerek tüketici ol-maya başlaması, üretimin azalması, gıda maddelerinin fiyatlarının artması, 7)Avrupa'nın bilim ve teknik alandaki gelişmesine ayak uydurulamaması, 8)Uzun süren savaşların bir sonucu olarak üretimin azalması ve gıda maddelerinin fiyatların yükselmesi, 9)Paranın değer kaybetmesi sonucunda halkın ve askerin satın alma gücünün azalması.
Osmanlı Devleti'nde İdarî, askerî, sosyal ve ekonomik alanlardaki bozulmalar eğitim alanında da görülmeye başladı. Osmanlı eğitim sistemini oluşturan medreseler bozuldu, buralarda verilen eğitim çağın gerisinde kaldı, yeni gelişmeler takip edilemedi. Medreselerin programlarından pozitif bilimlerin çıkarılması sonucu tıp, felsefe, matematik gibi dersleri okutacak kişiler yetişmedi.
İstanbul İsyanları
İstanbul isyanları, daha çok yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılan askerî nitelikteki isyanlardır. Yeniçeriler ve sipahiler, maaşlarının zamanında verilmediği ya da ayarı düşük parayla ödendiğini ileri sürerek ayaklandılar. İsyancılar, bu ayaklanmaları, çıkarları elden gideceği endişesine düşen devlet adamları da desteklediler. Bu destek-le saraya isteklerini zaman zaman kabul ettirdiler. Padişahları değiştirdiler, sadrazamları ve ileri gelen devlet adamlarını idam ettirdiler. Her isyan sonunda isteklerini elde etmeleri, yeniçerilerin cesaretini daha da artırdı. 1-İstanbul isyanlarının başlangıcı Fatih dönemine kadar uzanır, ilk kez bu dönemde yeniçeriler cülus bahşişi için ayaklandılar, isteklerinin kabul olunması üzerine de bundan sonra her padişah değiştikçe askere, devlet büyüklerine ve memurlara cülus bahşişi vermek bir gelenek hâline geldi. 2-Yeniçeriler, II. Selim'in padişahlığı sırasında yine cülus bahşişi yüzünden isyan ettiler. Zaman zaman halk ve ulema sınıfının ve saray kadınlarının da katıldığı bu isyanların en önemlileri; III. Murat, II. Osman (Genç Osman), IV. Murat ve IV. Mehmet zamanında çıkanlardır. 3-III. Murat zamanında çıkan isyanın nedeni, ulufe sorunudur. Bu sırada hazinede para darlığı olduğundan, yeniçeri-lere ayarı bozuk akçelerle ulufe verilmek istendi. Bunu haber alan yeniçeriler saraya yürüdüler ve defterdarların öldürülmesini istediler. İsyanın büyümemesi için istekleri yerine getirildi. Bu durum, onların iyice şımarmalarına yol açtı. 4-II. Osman, ileri görüşlü padişahlardan biriydi. Yapılacak ıslahatlar konusunda esaslı düşünceleri vardı. Fakat, genç ve deneyimsizdi. II. Osman, Hotin seferindeki başarısızlığı askerin gayret göstermeyişine bağladı. Anadolu'dan ve Mısır'dan asker toplayarak yeniçeri ocağını kaldırmaya karar verdi. Yeniçeriler, padişahın bu düşüncesini öğrenin-ce isyan ettiler. İsyancılar, Ağa Kapısı'na sığınan II. Osman'ı buradan aldılar ve Yedikule'de boğarak öldürdüler (1622). Böylece II. Osman, isyan sonucu öldürülen ilk padişah Oldu. 5-IV. Murat zamanında da devam etti. İki kez saraya yürüyen isyancılar, padişahı ölümle tehdit ettiler. Sadrazam Hafız Ahmet Paşayı, padişahın gözü önünde öldürdüler (1632). Daha sonra IV. Murat, İstanbul'da düzeni sağlamayı başardı. 6-IV. Mehmet zamanında devlet yönetiminin iyice bozulması, maaşların eksik ödenmesi veya zamanında ödenme-mesi gibi nedenlerin yanında, harem ağalarının da devlet işlerine karışmaları üzerine sipahiler ayaklandılar. Padişahı Alay Köşkü'ne çağırarak durumdan şikâyetçi oldular. Saraydan bazı kişilerin öldürülmesini istediler. İstekleri yerine getirildi. Öldürülenler Sultan Ahmet Meydanı'nda bir çınara asıldı (1656). Bu olaya Vakayi Vakvakiye (Çı-nar Vak'ası) denir.
17. yüzyılda birbirini izleyen bu isyanlar, devletin huzur ve güveninin bozulmasına neden oldu. Taşra İsyanları
Celâlî İsyanları: Celâlî isyanlarının başlangıcı Yavuz Sultan Selim zamanına kadar uzanır. Yavuz zamanında Bozoklu Celâl adında bir şaki, çevresine topladığı kişilerle devlete karşı ayaklandı. Ayaklanma bastırılmakla beraber, Bozoklu Celâl, halk arasında büyük ün kazandı. Bu olaydan sonra Anadolu'da çıkan isyanlara Celâlî İsyanları denilmesi bir gelenek oldu. 17. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin ekonomik durumu bozulunca devletin gelirlerini artırmak için yeni çareler düşü-nüldü. Mirî toprakların vergilerinin toplanmasında, yöredeki etkili kimselerden yararlanıldı. Bu kişilere mültezim, sisteme de iltizam usulü denildi. Bunun sonucunda sipahilerin dirlikleri kesildi. Vergilerin yükseltilmesi, köylülerin topraklarını terk etmelerine neden oldu. Çoğunluğu sekbanlardan oluşan, işsiz kalan ve geçim darlığına düşen kimseler, valilerin ya da sancak beylerinin hizmetine girdiler. Kadıların ve sancak beylerinin kanunsuz şekilde halktan para toplamaları, halkın devlete olan güveninin azalmasına neden oldu. İsyanların çıkmasında ve yaygınlaşmasında, bu tarihlerdeki İran ve Avusturya ile yapılan savaşların da etkisi oldu. Savaşlar nedeniyle tımarlı sipahilerin orduya katılmaları, isyancılara bekledikleri olanağı verdi. Celâlî İsyanları içinde devleti en çok uğraştıranları; Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut, Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanlarıdır. I. Ahmet zamanında, Celâlî İsyanları giderek yaygınlaştı ve tehlikeli olmaya başladı. İsyancılar, Anadolu'nun bü-yük bir kısmını ele geçirdiler. 1606'da Avusturya Savaşlarının sona ermesi üzerine, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa ve Kanije kahramanı Tiryaki Hasan Paşa, Anadolu'da zor kullanarak devlet otoritesini yeniden sağladılar. Celâlî İsyanları, Osmanlı ekonomisinin iyice bozulmasına neden oldu. Anadolu'nun büyük kısmı harabe hâline geldi. İsyancılardan, askerlerden ve halktan yüz binlerce insan yaşamını yitirdi. Güvenlik nedeniyle köylünün toprağını terk etmesi sonucu üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi.
Diğer İsyanlar: 17. yüzyılda merkezî yönetimin zayıflamasından cesaret alan eyalet yöneticilerinin isyanları zorlukla bastırılabilmiştir. Bunların amaçları imparatorluktan ayrılmaktı. Yerli hanedanların önderliğinde çıkarılan bu is-yanların bastırılması sırasında Osmanlı Devleti, zaman zaman Avrupa devletleri ile karşı karşıya gelmiştir. Devletin uzak illeri olan Yemen, Bağdat, Kırım, Basra ve Trablusgarp'ta çıkan isyanlar sonucu, buralarda âdeta yarı bağımsız yönetimler kurulmuştur. Yöneticilerin, kendi başlarına hareket etmeleri sonucu çıkardıkları isyanların başlıcaları, Erzurum Valisi Abaza Mehmet Paşanın ve Sivas Valisi Vardar Ali Paşanın isyanlarıdır. Devletin otoritesini sarsan bu isyanlar bastırılmıştır. Dev-letten ayrılmak amacıyla eyaletlerde çıkan isyanlar ise Eflâk, Boğdan ve Erdel'de çıkmıştır. | |
| | | єѕαяєт Müşir
Cinsiyet : Burç : Mesaj Sayısı : 302 Doğum tarihi : 04/02/96 Kayıt tarihi : 12/10/10 Yaş : 28 Nerden : ιѕтαηвυℓ Meslek : Öğrenci Ruh Hali :
| Konu: Geri: İç Çalkantılar ve İsyanlar C.tesi Ekim 16, 2010 7:14 pm | |
| İÇ ÇALKANTILAR VE İSYANLAR
İç İsyanlar ve Sonuçları
1- İstanbul İsyanları: İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinin özellikle yeniçerilerin tarafından çıkarılmıştır. Askeri isyanlarda denilen bu isyanlara bazen ulema, halk ve medrese öğrencilerinin de katıldığı görülmüştür.
Nedenleri:
1)Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri 2)Kapıkulu sisteminin değişmesi ve Yeniçeri Ocağı’na kanunlara aykırı olarak askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması ve asker sayısının artması 3)Ekonominin bozulmasından dolayı Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi 4)Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri 5)Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması 6)Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri 7)Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması 8)Yeniçerilerin askerlik dışı işlerle uğraşmaları 9)“Ocak devlet içindir “anlayışı yerine “devlet ocak içindir” anlayışı egemen olması.
İstanbul isyanlarının başlangıcı Fatih dönemine kadar uzanır, ilk kez bu dönemde yeniçeriler cülus bahşişi için ayaklandılar, is-teklerinin kabul olunması üzerine de bundan sonra her padişah değiştikçe askere, devlet büyüklerine ve memurlara cülus bahşişi vermek bir gelenek hâline geldi. Yeniçeriler, II. Selim'in padişahlığı sırasında yine cülus bahşişi yüzünden isyan ettiler.
Önemli Bazı Ayaklanmalar
III. Murat döneminde Yeniçerilerin ayaklanarak defterdar ve Beylerbeyi’ni öldürmeleri (1589) II. Osman’ın Yeniçeri Ocağını kaldırarak Anadolu’dan yeni bir askeri birlik toplamak istemiş,bunu öğrenen yeniçeriler tarafından öldürülmüştür (1622).İlk kez bir Osmanlı padişahı yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. İstanbul isyanlarının en önemlisidir. IV. Murat döneminde saray kadınları ve devlet adamlarının etkisiyle Yeniçerilerin isyan ederek Veziri Azam Hafız Ahmet Paşayı öldürmeleri (1632). IV. Murat daha sonra aldığı sert önlemlerle otoriteyi sağlamıştır. IV. Mehmet döneminde Yeniçerilerin isyan ederek 30 saray görevlisini Sultan Ahmet meydanındaki çınar ağacına asmaları. Bu olaya Vaka-i Vakvakiye (Çınar Olayı) denilmektedir.(1656) Avusturya savaşı sırasında Yeniçerilerin isyan ederek IV. Mehmet’in yerine II. Süleyman’ı tahta geçirmeleri
Sonuçları:
İstanbul isyanları devlet düzeni değiştirmeye olmayıp, şahıslara karşı yapılmıştır. 1)İsyancılar, daima isteklerini yaptırmayı başarmışlar ve Osmanlı merkezi idaresi üzerinde kapıkulu (özellikle yeniçeriler) askerlerinin etkisi artmıştır. 2)İsyancılar, padişah ve devlet adamlarını görevden almışlar, hatta öldürmüşlerdir. 3)İsyanlar devlet otoritesinin zayıflamasına, İstanbul’da asayişin bozulmasına, halkın zor durumda kalmasına, şehirde yangınların çıkmasına ve yağmalamaların yapılmasına neden olmuştur. 4)17. yüzyılda birbirini izleyen bu isyanlar, devletin huzur ve güveninin bozulmasına, merkezi otoritenin zayıflamasına neden oldu.
2- Celâli (Anadolu ) İsyanları: XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” denilmiştir. Celâlî isyanlarının başlangıcı Yavuz Sultan Selim zamanına kadar uzanır. Yavuz zamanında Bozoklu Celâl adında bir şaki, çevresine topladığı kişilerle devlete karşı ayaklandı. Ayaklanma bastırılmakla beraber, Bozoklu Celâl, halk arasında büyük ün kazandı. Bu olaydan sonra Anadolu'da çıkan isyanlara Celâlî İsyanları denilmiştir.
Sebepleri:
1)Merkezi otoritenin bozulması ve devlet adamlarının yetersizliği. 2)Devşirme kökenli devlet adamlarının Anadolu halkıyla kaynaşamamaları 3)Ekonomik durumun ve para ayarının bozulması 4)Anadolu’da adaletsizliğin yaygınlaşması 5)Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması 6)İltizam sisteminin yaygınlaşması sonucunda sipahilerin dirliklerinin kesilmesi 7)Vergilerin yükseltilmesi ve vergi toplamada adaletsiz davranılması 8)Köylülerin topraklarını terk etmesi 9)XVII. yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da eşkıyalığa başlaması 10)Çoğunluğu sekbanlardan oluşan, işsiz kalan ve geçim darlığına düşen kimseler, valilerin ya da sancak beylerinin hizmetine girerek istediklerini yapmaları. 11)Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı davranarak halkı zor duruma düşürmeleri 12)Osmanlı – İran ve Osmanlı – Avusturya savaşlarının etkisi 13)Savaşlar nedeniyle tımarlı sipahilerin orduya katılmaları ile Anadolu’da asker kalmaması 14)Haçova Meydan Savaşı’ndan kaçan askerlerin Anadolu’da isyan çıkarmaları
Celâlî İsyanları içinde devleti en çok uğraştıranları; Karayazıcı, Deli Hasan, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut, Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanlarıdır. I. Ahmet zamanında, Celâlî İsyanları giderek yaygınlaştı ve tehlikeli olmaya başladı. İsyancılar, Anadolu'nun büyük bir kısmını ele geçirdiler. 1606'da Avusturya Savaşlarının sona ermesi üzerine, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa ve Kanije kahramanı Tiryaki Hasan Paşa, Anadolu'da zor kullanarak devlet otoritesini yeniden sağladılar.
Sonuçları:
1)Anadolu’da devlet otoritesi sarsılmıştır. 2)Anadolu’da huzur ve güvenlik bozulmuş, birçok şehir ve kasaba harap olmuştur. 3)Vergiler toplanamamış ve devletin gelirleri azalmıştır. 4)İsyancılardan, askerlerden ve halktan yüz binlerce insan yaşamını yitirdi. 5)Güvenlik nedeniyle köylünün toprağını terk etmesi sonucu üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi, bunun sonucu ekonomi bozuldu, devlet gelirleri azaldı. 6)Avusturya ve İran savaşlarında istenilen neticelerin alınmamasına neden oldu. 7)Anadolu Askerlerinden oluşan Tımarlı Sipahiler düzenli ordu özelliğini kaybetmiş ve etkileri azalmıştır. NOT: İstanbul ve Celali İsyanları’nın dini bir özelliği yoktur. İsyanlar, devlet adamlarına , padişaha, adaletsizliğe karşı olmuş, devlet düzeninin değiştirilmesi amaçlanmamıştır
3- Eyalet İsyanları
Sebepleri:
1)Devlet otoritesinin zayıflamasıyla eyaletlerdeki yerel yöneticilerin devletten ayrılma istekleri, 2)Eyaletlerdeki devşirme kökenli yöneticilerin olumsuz tutum ve davranışlarına halkın tepki göstermesi 3)Vergilerin devlet denetimi dışında artırılmak istenmesi 4)Bağlı beyliklerin Osmanlı yönetiminden ayrılmak istemeleri Yerli hanedanların önderliğinde çıkarılan bu isyanların bastırılması sırasında Osmanlı Devleti, zaman zaman Avrupa devletleri ile karşı karşıya gelmiştir. Devletin uzak illeri olan Yemen, Bağdat, Kırım, Basra ve Trablusgarp'ta çıkan isyanlar sonucu, buralarda âdeta yarı bağımsız yönetimler kurulmuştur. Yöneticilerin, kendi başlarına hareket etmeleri sonucu çıkardıkları isyanların başlıcaları, Erzurum Valisi Abaza Mehmet Paşanın ve Sivas Valisi Vardar Ali Paşanın isyanlarıdır. Devletten ayrılmak amacıyla eyaletlerde çıkan isyanlar ise Eflâk, Boğdan ve Erdel'de çıkmıştır.
Sonuçları:
1) Merkezden uzak yerlerde çıkan bu isyanlar İstanbul ve Celali isyanları kadar devlet otoritesini sarsmamıştır. 2) Devletin otoritesini sarsan bu isyanlar bastırılmıştır. NOT: Bu isyanları Fransız ihtilalinden sonra başlayan "Milliyetçilik" hareketleriyle karıştırmamak gerekir. Çünkü bu dönemde MİLLİ DEVLET kurma fikri ortaya çıkmamıştır.
İsyanlarda Kesin bir Çözümün Bulunamamasının Nedenleri
1)İsyanların şiddetle bastırılması 2)Sorunların asıl sebeplerine inilmemesi 3)İsyanların, sosyal ve ekonomik nedenlerine inilmemesi
| |
| | | | İç Çalkantılar ve İsyanlar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |