Atatürk Döneminde İç ve Dış Politika
Atatürk, inkılapları halkın tümüne benimsetmek kararındaydı. Fakat devleti kuran inkılapçı CHP içerisinde bile bir süre sonra muhalif sesler yükselmeye başladı. Gerçekleştirilen inkılap-ların Türkiye’nin sosyal ve siyasal yapısına uymadığını
düşünen ve aralarında Rauf Orbay, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy gibi Ulusal Kurtuluş Savaşı’ nı yöneten bir grup komutanın da bulunduğu muhalifler, Cumhuriyet Halk Par-tisi’nden istifa ederek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Partinin başkanlığına Kazım Karabekir getirildi. Güneydoğu Anadolu’da gerici Şeyh Said İsyanı’nın çıkması üzerine hükümet, 3 Haziran 1925 tarihinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapattı.
Çok partili sisteme geçmek Atatürk’ün idealiydi. Bu nedenle eski başbakanlardan olan Fethi Okyar’a Serbest Fırka’yı kurdurdu. İsmet İnönü’ye muhalif olan Fethi Okyar’ı n liderl-iğindeki parti, halktan büyük ilgi görmeye ve beklenmedik şekilde gelişmeye başladı. Okyar’ın İzmir gezisi sırasında üzücü olayların meydana gelmesi nedeniyle parti, 17 Kasım 1930 tarihinde kendini feshetti.
Cumhuriyetin ilk yıllarının özelliği, Milli Misak’a ve barışa da-yalı dış politika izlenmesiydi. Başarılı bir diplomasi ile İstan-bul ve Çanakkale boğazlarının ulusal savunma sistemi içinde yer alması sağlanmış (Montreaux Antlaşması, 1936), Balkan (1934) ve Sadabad Paktları ile bütün komşu ülkelere karşı izlenen dostluk politikaları yaygınlaştırılmıştı.
Hatay, Atatürk’ün uğraştığı son dış politika sorunu oldu. Di-namizmi, güçlü sezgileri, güç dengelerini doğru hesap ede-bilmesi, iç ve dış koşulları doğru değerlendirmesiyle bilinen Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde vefat ettiğinde; Hatay sorununu da çözüme kavuşturmuş ve batı modeli doğrultu-sunda büyük adımlar atmış; geriye, kurumları çağdaşlaşmış ve inkılapları yürekten benimsemiş bir ülke bırakmıştı.